Son dönemlerde hayatımızın ayrılmaz bir gerçeği hâline gelen yapay zekâ, bugün hemen her alanda kullanılabiliyor. Aslında yapay zekâyı doğru bir şekilde kullanırsanız yeni şeyler keşfetmeniz bile olası. Peki böyle bir durumda yapay zekâ, mucit olarak kabul edilebilir mi? ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi (USPTO), bu sorunun cevabını verdi.
Konuyla ilgili tartışma, USPTO’nun 2020 yılında aldığı bir kararla başladı. Stephen Thaler isimli bir araştırmacı, yaptığı bir çalışmaya ilişkin belgede, yapay zekânın adını da mucitler arasında geçirdi. USPTO, bunu kabul etmedi çünkü mucit, sadece gerçek bir insan olabilirdi. Olayın davalık olması üzerine mahkeme, USPTO’nun kararını onadı. Farklı bir mahkeme de yapay zekâ sistemlerine telif hakkı verilemeyeceğine karar verdi.
“Yapay zekâ, bir patentin sahibi olamaz”
Bir dizi kamu istişaresinin ardından yeni bir kılavuz yayımlayan USPTO, yeni keşifler sırasında yapay zekâ kullanımına ilişkin şöyle bir karar verdi:
Yukarıdaki ifade, bir yapay zekânın mucit olamayacağını ancak bir bireyin, bir keşif sırasında yapay zekâdan destek alabileceği anlamına geliyor. Ancak USPTO’ya göre patent başvurusu yapan birey, sunduğu belgelere bu bilgiyi mutlaka eklemeli. Öte yandan; yapay zekâdan destek alan bir bireyin mucit sayılabilmesi için o kişinin keşif üzerinde önemli bir katkı sağlamış olması gerek. Yani yapay zekâ ile yapılacak her rastgele keşif, kullanıcıyı mucit yapmayacak.
Peki siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Size göre yapay zekâ, gerçek bir mucit olarak anılabilir mi?