PKK’yı Türkiye’nin gücüne dönüştürmek…

“`html

PKK’nın fesih ve silah bırakma kararı, kritik bir dönüm noktası olarak kaydedilmektedir.

Bu durum, Türkiye Yüzyılı’nın inşası önündeki tüm engellerin ortadan kalkmasına zemin hazırlayabilir.

Türkiye Yüzyılı yalnızca bir retorik ifade değil.

Bu, herkese kazandıracak ve ülkemizi tarihi sahnede yeniden güçlü bir şekilde konumlandıracak bir inşa sürecidir.

Her zaman vurguladım.

Bu durumu vurgulamaya devam edeceğim.

Türkiye Yüzyılı, birlikte inşa edeceğimiz yeni bir Türkiye’nin sembolüdür.

Bu bağlamda, akide ve gelecek hedefleri ortak olan Türklerle, Kürtlerin Malazgirt ve Çanakkale ruhu çerçevesinde birlik oluşturarak ortak bir gelecek kurma sürecidir.

Türkiye Yüzyılı, Türk Yüzyılı olduğu kadar Kürt Yüzyılı da olacaktır.

Türk ve Kürt, farklı etnik kökenlerden gelen ancak aynı damarları taşıyan bir bütünün parçaları misali olacaktır.

Türk ve Kürt kimlik tanımları, her ikisini bir araya getiren ulus tanımı da evrim geçirecektir.

Türk, Kürt olduğunu; Kürt, Türk olduğunu bir onur meselesi olarak kabul edecektir.

Her ikisi de peygamberimizin tarif ettiği gibi bir tarağın dişleri kadar eşit olacaktır.

Türk milleti ve Türk vatandaşlığı terimleri, etnik veya ırkçı bir anlam taşımadıkça, kapsayıcı ve eşitlikçi bir kardeşlik anlayışıyla birleştiğinde sorun yaratmayacaktır.

Zarfa kimse odaklanmayacak.

Hepimiz, doğru olanı esas alacağız.

PKK’nın kendini Türkiye’nin gücüne dönüştürmesi, işte bu anlayış çerçevesinde Türkiye Yüzyılı için kritik bir öneme sahiptir.

xxxxx

PKK, yalnızca silahlı bir grup değil; aynı zamanda milyonlarca taraftarı olan bir siyasi ve sosyal harekettir.

Türkiye dışında Irak, İran ve Suriye’de de sadık destekçileri bulunmaktadır; ayrıca Avrupa’da da belirgin bir destekçisi mevcuttur.

Suriye’deki toplumsal destek ve silahlı gücü oldukça bilinir durumdadır.

Avrupa’daki militanlarının Türkiye karşıtı aktivitelerini nasıl organize ettiği de artık gizli bir bilgi değildir.

Bu nedenle, sorunu sadece fesih ve silah bırakma açısından değerlendirenler, bence hatalı bir bakış açısına sahiptir.

Önemli olan, gönüllü birleşim ve bütünleşmeyi sağlamaktır.

Bu, büyük bir entegrasyon girişimidir.

Benim “PKK, Türkiye’nin gücüne dönüştürülmelidir” derken kastettiğim de budur.

Eğer arkamızda sorunlar bırakmak istemiyorsak ve bu sosyolojinin başka güçler tarafından istismar edilmesini istemiyorsak, asıl hedefimiz, PKK’yı toplumsal tabanıyla birlikte Türkiye’nin gücüne dönüştürecek büyük bir demokratik entegrasyon projesidir.

Türkiye Yüzyılı’nın inşa sürecinin anlamı da işte budur.

Bu, günü kurtarma anlamına gelen bir yaklaşım olamaz.

Fesih ve silah bırakma gerçekleşse bile, gönüllü bir bütünleşmeyi sağlamaktan korkarsak, var olan sorun alanlarından kaynaklanan yeni PKK’larla ileride yeniden karşılaşmamız kaçınılmaz olabilir.

Bu tarihi fırsatı sürekli bir kazanıma dönüştürmek, aynı zamanda güçlü bir sütun oluşturacak bir inşa süreci gerektirir.

Erdoğan ve Bahçeli’nin bu cesareti gösterdiğini düşünüyorum.

Bilmeliyiz ki, Türkiye’nin aydınlık geleceğini gönüllü bir beraberlikle inşa etmemize olanak tanıyan bu tarihi süreci, günü kurtarma politikalarına alet edenler ya da siyasi çıkarlar için harcayanlar, ülkemize en büyük zararı vereceklerdir.

xxxxx

Cumhurbaşkanımızın 14 Mayıs Çarşamba günü TBMM’deki AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşma, bu ortak geleceği inşa sürecine ilişkin önemli bulgularla doluydu.

O konuşmada her bir ifade, önemli işaretler taşımaktaydı.

Konu ile ilgili bir çağrıyı burada aktarmanın özel önem taşıdığını düşünüyorum…

Cumhurbaşkanımız o tarihi konuşması sırasında, bugüne kadar Avrupa’da Türkiye karşıtı faaliyetlerde bulunan PKK unsurlarını artık Türkiye’nin yanında görmek istediğini ifade etti.

Eminim ki, bu tarihi değişime işaret eden dileği, dinleyicilerin dikkatinden kaçmış olabilir.

Oysa bu çağrı, sürecin sonunda asıl hedefin gerektirdiği bir ittifak yapısının önemini vurguluyordu.

Benim “PKK’yı Türkiye’nin gücüne dönüştürmek” ifademle ilgili olarak, Cumhurbaşkanımız bu sözleriyle en anlamlı şekilde ifade ediyordu.

Fesih ve silah bırakma elbette önemlidir, ama bu durum her şeyin sona erdiği anlamına gelmez. Bu tarihi fırsat, yeni bir başlangıç ve “Türkiye Yüzyılı” diyerek adlandırılan demokratik inşa süreciyle taçlandırıldığında gerçek çözümler sağlanabilecektir.

Erdoğan-Bahçeli liderliğinin bilgelik ve cesaretle sürdürmeye çalıştığı asıl hedefin de bu olduğu inancındayım.

SİLAH BIRAKAN PKK MAKBUL DEĞİL!

Biz terörü bu topraklardan sonsuza dek silmek için büyük bir çaba sarf ederken, nedensiz bir şekilde terörden siyasi çıkar sağlayan bazı kesimler, bizi terör ve terörist ilan etme cüretini gösterebiliyor.

Bu durum, ne kadar büyük bir çelişki ve iftiradır!

Bu ülkede PKK’nın silah bırakmasından endişe edenler, PKK’nın varlığı sona erdiğinde, kendi varoluş nedenlerinin de ortadan kalkacağını bildikleri için kalkıp bizi terörist ilan edebiliyorlar.

PKK’nın silahları varken, onlara destek veren eski müttefikleri birden PKK’nın siyasi destek mekanizmasına yönelerek Erdoğan’ı düşürme hedefi güdüyorlardı. Ancak PKK silahlarını hareketle bırakacağını açıkladığında, aniden PKK’nın “terör örgütü” olduğu iddiasıyla ortaya çıktılar.

Artık dillerinden “terör örgütü” ve “teröristler” kelimeleri düşmez oldu.

Ne garip bir durumdur ki, PKK’nın soykırım, sömürge, Lozan ve 1924 anayasası konusundaki görüşlerini sanki ilk defa bu fesih ve silah bırakma açıklamasında öğreniyorlarmış gibi davranmaya başladılar.

Oysa ki, bu görüşler yıllardır PKK tarafından dile getirilmektedir.

PKK’nın siyasi partisiyle işbirliği yaptıklarında, bu sözler sorun teşkil etmezken, PKK silahlarını bırakacağını ifade ettiğinde aniden bu yorumlar gündeme gelmeye başladı.

Bu kadar ilkesizlik ve iki yüzlülük nerede görülmüştür bilinmez.

Onlar, Erdoğan’a karşı yürüttükleri mücadelede PKK’yı ve partisini bir şekilde korumaya çalışıyorlardı.

Bu nedenle, PKK üzerinden gerçek Kürt düşmanlıklarını gizlemekten çekinmiyorlar.

“`

Related Posts

Euro rekor kırdı, altın yükselişe geçti!

Alım-satım yapacakların ve yatırımcıların gözü piyasalarda. Altında son günlerin en büyük yükselişi gerçekleşirken, döviz kurunda euro ralli yaptı. Gün bitimine doğru yükselişe geçen kur ve altında güncel tablo şöyle: Dolar yüzde 0,08 ile 39,8427 TL …

Temmuz ayında hükümet zam yağdıracak: Akaryakıt, sigara ve bedelli askerlik…

Temmuz ayıyla birlikte birçok kalemde otomatik fiyat artışı gündemde. Enflasyon verileri sonrası uygulanacak güncellemeler, vatandaşların temel harcamalarını doğrudan etkileyecek. Gözler yeni kararlarda.

Altın alıcıları dikkat: Gram altında düşüş sonrası yeni tahmin ne?

Altın fiyatları geçtiğimiz haftalarda rekor seviyeleri test ettikten sonra düşüş trendine girdi. Özellikle Orta Doğu’da İsrail ile İran arasında ateşkesin sağlanmasıyla fiyatlarda düşüş derinleşti. Peki altın fiyatlarında gerileme sürecek mi?

Ünlü ekonomistten çarpıcı uyarı: ‘Bir iki ay altın…’

Ekonomist Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, bu hafta piyasalarda CHP davası ve enflasyon verisinin yön belirleyeceğini söyledi. Eryılmaz, altın fiyatlarında kısa vadede baskının devam edeceğine dikkat çekti.

Heyecanlandıran açıklama geldi, ilk fiyatlar belli oldu!

Armut üretiminde önde gelen Bursa’nın Gürsu ilçesinde santa maria cinsi armut, dalında kilosu 35-40 liradan alıcı buluyor. Gürsu Ziraat Odası Başkanı Kamil Dönmez, bu yıl santa maria armudunda 45 bin ton, devecide 50 bin ton, şeftali ve nektarinde …

İndirim sevinci kısa sürdü! Akaryakıta dev zam göründü

Sürücülerin ucuz mazot sevinçleri kursaklarında kaldı. Motorinin litre fiyatlarına 28 Haziran Cumartesi gününden itibaren 1 lira 14 kuruş zam geliyor. Yeni fiyatla birlikte İstanbul’da motorinin litre fiyatı 50 lirayı geçecek. Akaryakıt …